@senkendinibul
...
*
KOŞULSUZ SEVGİ...
ŞEFKÂT...
VE
MERHÂMET...
*
Birbiri içinde gidip gelen
bu kavramlar
herşeyi ve
varoluşu anlamlandıran ,
esirgeme , anlayış ,
hoşgörü ve umut ,
tahâmmül ve birliğin kabûlü
ve hayâta yansımasıdır...
*
KOŞULSUZ SEVGİ...
ŞEFKÂT...
VE
MERHÂMET...
*
Birbiri içinde gidip gelen
bu kavramlar
herşeyi ve
varoluşu anlamlandıran ,
esirgeme , anlayış ,
hoşgörü ve umut ,
tahâmmül ve birliğin kabûlü
ve hayâta yansımasıdır...
*
SEVGİ ;
öfkenin
ve
nefretin
getirdiği farkındalıkla
deneyimlenir...
*
' Zıtlıklar içlerinde aslında
birliği barındırırlar ' !..
*
Daha Ûlvî ve Yüce olana
programlı insan , nefret ve öfkenin
huzursuz alanından çıkacağı ve
yüksek ferâsetini
serimleyeceği huzurlu bir alan arar...
İnsanı tam da bu noktada bekleyen
yaşamını ; düşük bir frekânsla
yönetemeyeceği gerçeğine ayması ,
ve idrâk etmesidir...
*
Kutupsallığın ve düalitenin
bu boyuttaki gerçeği
yine yeniden , ' İnsan ' ı ;
canlı ve eşyânın hakîkâtiyle
tüm ' İlişki ' lerinde
değerlendirmeye
sokması ve her karşılaşmada
ve yüzleşmede
bu birliğe vurgu yaptırması ve
ikiliklerin aşılmasını
sağlamaya çalışmasıdır !..
*
' İnsan ' ı
Nefret-öfke-üzüntü
ve
güvensizlik ortamından ,
çıkartacak en önemli şey ;
' VAROLUŞ BİLİNCİ ' nin
bütün duygu ve düşüncelere ,
alışkanlık , arzu ve isteklere ,
içgüdelere ,
menfaât ,şekil ve disiplinlere ,
sıfat ve isimlere bir gözle
ve
aynı mesâfeden
bakması hâdisesidir...
*
Bütün bunların ,
beden-zihin bütünlüğü ile aşılıp
' RUH ' potasında aşkın bir nazârla
idrâk edilmesi gerekir...
*
Kutupsallık bilinciyle değil ,
birlik bilinciyle aynı mesâfeden
SAF BİR NAZÂRLA
tüm yaratılmışlara baktığımızda ,
Yaradan ' ın muâzzâm bir denge
ve õlçü ile
yarattığını ve hiçbir ayrımın ,
orantısızlığın
karşıtlığın , ikiliğin olmadığını
ve bunların sadece birbirinin
bir uzantısı ,devamı , yansıması ve
tamamlayıcısı olduğunu görürüz...
*
Allah ' ın râhmetinin
ve şefkâtinin bir yansıması olan tüm
yaratılmışların en şereflisi ' İnsan ' işte
bunu tam olarak idrâk ettiğinde ve
yaşamında deneyimlediğinde
aslında herşeyin
Yüce Yaratıcı ' nın; görünümleri , şekil
ve sıfatları olduğunu kavrayıp ,
her nereye baksa
O ' nu müşâhâde ettiğini
anlayacaktır !..
*
O zaman ;
gerçekte herşeyin ' Bir ve 'Bütün 'de
saklı tutulduğuna ve dahi bunun da
hayatın , her noktasına açılım ve dağılım
dâhilinde bulunduğuna ,
görülen , görülmeyen ,
herşeyin
bu kudretin bir yansıması olduğuna
' Sırr ' ın bunu anlamak ve bu bilinç üzre
idrâk etmek ve davranışa geçirmek ;
deneyimlemek , içselleştirmek ,
hâl ve lisân üzre yaşamak
olduğuna uyanacaktır !..
*
Uyanmak da yetmez !..
İNSANLIK DİRİLMEK ve her an yeniden
hayatını ve içindekileri ve ilişkilerini
İNŞÂ ETMEK durumundadır !..
*
" Esirgeyen ve Bağışlayan Allah ' ın Adıyla ";
KÂİNAT ' a ,
' KENDİ ' ne
ve
tüm yaratılmışlara
aynı nazârla ve olgun bilinçle
bakabilen İnsan ,
Kâmîl bilince dönüşecek ,
dokunduğu her noktada
' HALİFE- İ RUHİ ZEMİN '
OLduğunu kanıtlayacaktır !..
*
KOŞULSUZ SEVGİ ve ÂŞK ile ,
ŞEFKÂT ve MERHAMET ile
yaratılan İNSAN ,
ALLAH ' ın ' SONSUZ ŞİMDİ ' de
her OLuş ve seçenek ve hareketi
' Küllî İrâde 'de
ezelî ve ebedî menzil içinde
değerlendirirken ,
' Cûz' i İrâde ' siyle de
sonsuz şimdide icrâ edilen
YÜCE YARADANIN KURALLARI
dâhilinde
O' nun ; gözü ,
kulağı , eli ,
ayağı olabilecek ,
' ŞÂHİT ' liğinin
sorumluluğuyla
iş görecektir !..
*
KOŞULSUZ SEVGİ
ŞEFKÂT
VE
MERHÂMET
iLE !..
...ÖZ...
SADECE
UYANMAK DEĞİL , DİRİLMEK
DUÂSI İLE !..
*
...ÖZ...
*
FARKINDALIĞINI FARKET !..
GÕZLEMCİ
OLDUĞUNU UNUTMA !..
*
' Zıtlıklar içlerinde aslında
birliği barındırırlar ' !..
*
Daha Ûlvî ve Yüce olana
programlı insan , nefret ve öfkenin
huzursuz alanından çıkacağı ve
yüksek ferâsetini
serimleyeceği huzurlu bir alan arar...
İnsanı tam da bu noktada bekleyen
yaşamını ; düşük bir frekânsla
yönetemeyeceği gerçeğine ayması ,
ve idrâk etmesidir...
*
Kutupsallığın ve düalitenin
bu boyuttaki gerçeği
yine yeniden , ' İnsan ' ı ;
canlı ve eşyânın hakîkâtiyle
tüm ' İlişki ' lerinde
değerlendirmeye
sokması ve her karşılaşmada
ve yüzleşmede
bu birliğe vurgu yaptırması ve
ikiliklerin aşılmasını
sağlamaya çalışmasıdır !..
*
' İnsan ' ı
Nefret-öfke-üzüntü
ve
güvensizlik ortamından ,
çıkartacak en önemli şey ;
' VAROLUŞ BİLİNCİ ' nin
bütün duygu ve düşüncelere ,
alışkanlık , arzu ve isteklere ,
içgüdelere ,
menfaât ,şekil ve disiplinlere ,
sıfat ve isimlere bir gözle
ve
aynı mesâfeden
bakması hâdisesidir...
*
Bütün bunların ,
beden-zihin bütünlüğü ile aşılıp
' RUH ' potasında aşkın bir nazârla
idrâk edilmesi gerekir...
*
Kutupsallık bilinciyle değil ,
birlik bilinciyle aynı mesâfeden
SAF BİR NAZÂRLA
tüm yaratılmışlara baktığımızda ,
Yaradan ' ın muâzzâm bir denge
ve õlçü ile
yarattığını ve hiçbir ayrımın ,
orantısızlığın
karşıtlığın , ikiliğin olmadığını
ve bunların sadece birbirinin
bir uzantısı ,devamı , yansıması ve
tamamlayıcısı olduğunu görürüz...
*
Allah ' ın râhmetinin
ve şefkâtinin bir yansıması olan tüm
yaratılmışların en şereflisi ' İnsan ' işte
bunu tam olarak idrâk ettiğinde ve
yaşamında deneyimlediğinde
aslında herşeyin
Yüce Yaratıcı ' nın; görünümleri , şekil
ve sıfatları olduğunu kavrayıp ,
her nereye baksa
O ' nu müşâhâde ettiğini
anlayacaktır !..
*
O zaman ;
gerçekte herşeyin ' Bir ve 'Bütün 'de
saklı tutulduğuna ve dahi bunun da
hayatın , her noktasına açılım ve dağılım
dâhilinde bulunduğuna ,
görülen , görülmeyen ,
herşeyin
bu kudretin bir yansıması olduğuna
' Sırr ' ın bunu anlamak ve bu bilinç üzre
idrâk etmek ve davranışa geçirmek ;
deneyimlemek , içselleştirmek ,
hâl ve lisân üzre yaşamak
olduğuna uyanacaktır !..
*
Uyanmak da yetmez !..
İNSANLIK DİRİLMEK ve her an yeniden
hayatını ve içindekileri ve ilişkilerini
İNŞÂ ETMEK durumundadır !..
*
" Esirgeyen ve Bağışlayan Allah ' ın Adıyla ";
KÂİNAT ' a ,
' KENDİ ' ne
ve
tüm yaratılmışlara
aynı nazârla ve olgun bilinçle
bakabilen İnsan ,
Kâmîl bilince dönüşecek ,
dokunduğu her noktada
' HALİFE- İ RUHİ ZEMİN '
OLduğunu kanıtlayacaktır !..
*
KOŞULSUZ SEVGİ ve ÂŞK ile ,
ŞEFKÂT ve MERHAMET ile
yaratılan İNSAN ,
ALLAH ' ın ' SONSUZ ŞİMDİ ' de
her OLuş ve seçenek ve hareketi
' Küllî İrâde 'de
ezelî ve ebedî menzil içinde
değerlendirirken ,
' Cûz' i İrâde ' siyle de
sonsuz şimdide icrâ edilen
YÜCE YARADANIN KURALLARI
dâhilinde
O' nun ; gözü ,
kulağı , eli ,
ayağı olabilecek ,
' ŞÂHİT ' liğinin
sorumluluğuyla
iş görecektir !..
*
KOŞULSUZ SEVGİ
ŞEFKÂT
VE
MERHÂMET
iLE !..
...ÖZ...
SADECE
UYANMAK DEĞİL , DİRİLMEK
DUÂSI İLE !..
*
...ÖZ...
*
FARKINDALIĞINI FARKET !..
GÕZLEMCİ
OLDUĞUNU UNUTMA !..