@senkendinibul ... 'NEFS' İD-İ-(M) 'NEFES' OL- DU-(M)... 'DÂR' İD- İ-(M) 'DÎDÂR' OL-DU-(M)... 'KÜL' İD-İ-(M) 'KUL' OL-DU-(M)... 'TÛR' İD-İ-(M) 'TOZ' OL-DU-(M)... ...ÖZ... @senkendinibul ...ÂŞK; mütâmadiyen sürecek 'MÂSÛMÎYET' TEKİ 'MÛHÂBBET' İN tezâhürü id-i... Âşk ile... * Sevgili dostlar; ANCAK bir VÂKÎT sonra görüşüceğiz inşa'ALLAH... * O VAKÎT GELENE KADAR . . . * Şefkât; rehberiniz olsun!.. Sevgi Ve Mûhâbbetle OL-UN... * Hakkınızı helâl edin... * ALLÂH' A EMÂNET OLUN!.. #öz @vaktidâim #vaktinşâhidi ~EYV'ALLAH~
Kayıtlar
Temmuz, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
@senkendinibul ... Dâîm her ân seherlerde Yukar aşar gezerlerde Hayat gibi her sahnede Şâhım sana senden yakın Cânım kanda iliklerde Bilmediğin âlemlerde Döner dâîm meclislerde Şâhım sana senden yakın Kadı benim kürsü de ben Hâznedârım imânlarda Felek benim çark ettiren Şâhım sana senden yakın Su gibi hep içerinde Basar toprak geçerlerde Ölüm gibi hep peşinde Şâhım sana senden yakın Nazâr olup bakışlarda Sultân olup mezârlarda Niyâz olup duâlarda Şâhım sana senden yakın ...ÖZ...
@senkendinibul ... Efkârlandı bu dağlar, gayrı durmaz yerinde... Zâr'a düştü, arar yolu, Kaldı, seher yelinde... Sıla, gözümde tüter, gayrı durmaz gurbette... Âşk koydu, dâr'a beni, Kaldı, seher yelinde... Özüm, sinemde çağlar, Gayrı, durmaz derinde... Hâr etti, Yâr gülümü, Kaldı, seher yelinde... ...ÖZ...
@senkendinibul ... DOKU-N!.. * Doku-n-an!.. Doku-n-u- l-an!.. Doku-y-an!.. Doku-n-u-ş!.. * * * O ân doku-n-ur... "O" !.. * O ân... TAM O vakitte... Hâyy-at-ı doku-y-ân... O ân... Doku-n-ur!.. * * * Hiç gör-me-di-ğ-i-n... Hiç duy-ma-dı-ğ-ı-n... Hiç hiss-et-me-di-ğ-i-n... O ân... O vakît... BİLİNMEYEN DOKU-N-U-R!.. * * * ÂŞK!.. DOLDURUR Her ZERRE' yi ve KÜRRE' yi... . . . 'ÂŞK' IN . . . KAPISI İÇERDEN VURULUR!.. . . . BİR GECE VE AN-SIZ-IN VERİR SESİ VE ZİLZÂLİ!.. . . . * DOKU-N-U-Ş!.. * KUYRUĞUN HÂKİMİYETİ!.. SAKLI HAZÎNENİN ANAHTARININ KİLİTLE TEMÂSI!.. * VE "FERİŞTÂH" IN DOLANIŞI 'SU' yun 'Vecd' inde... VE KUYRUĞUN BAŞLA TEMÂŞÂSI
@senkendinibul ... Önce gelir sonra gider her şey... Bir damla su ve topraktan... İnce bir soluk izler, içinden, dışından, sağından ve de solundan... Geçer ve gider her şey, bıraktığın noktadan... Ne gelen kalır, ne de giden gelir bıraktığın yollardan... Neler gördü bu gözler... Bu gözlerde zaman... Hangi taşlar kaldı yüce yüce dağlardan... Ömür ipek bir şal imiş, bir vakît serin bir omuza atılan... Kiminde saz, kiminde söz, oLdu... Kiminde nâz, kiminde niyâz, oLmuş ziyân... Hangi yağmur, 'solmuş bir güz' e, oLmuş dermân... Ne ben kalırım ne de sen bu geçen devrândan... İpek-ten bir şal imiş ömür... Bir vakît serinlikte boyuna dolanan... Ne AY kalmış... Ne Ay ışığı
@senkendinibul ... Suyu dinlerdi bilge... Yaprağın yağmurla dansını.... Adanın karaya sevdalanışını... Dalganın kıyıya kendini bırakışını dinlerdi... Denizin kumsalla vuslatını... AY Işığı'nda kırpışan umutları... Damarda kanın /dolanışını dinlerdi... Ve İzlerdi bilge toprağı.. Toprağın canla temâsını... Taşların âhenkle yuvarlanışını... Ayaklarında yerin, ihtizâzını / izlerdi... Ve dağılırdı çokları bulutlar... Seherler misk- ü amber kokar, dağlar birbiriyle bakışırdı... Ve inlerdi geceler, rüzgârda... tozlar birbirine karışırdı ... Yelin tozları süpürüşünü, yakının uzağa düşüşünü, gözlerin dalışını seyrederdi... Ve Güneş' in, tendeki tavını... buzun, ateşte tükenişini... Ellerin semâya açılışını ... Yıldızların gözkırpışlarını... Kuşların cıvıldayışlarını... Ormanın kokusunu duyardı.... Hayretin yaşama bağlanışını... Bir ceylânın kâlbini verişin
@senkendinibul Anne..! Yaşıyorum bak..! Hâlâ elim sıcak..! Ellerinde...! . . . ... Ağlıyor biri... Süt kadar duru, temiz ve mâsûm, kızıl bir mavilik, akşam saâtleri... O ağlar, SEN gülersin..! Yolu bilen biri gibisin... Ve bırakırsın ileri, O'nu da kendini de... Kocaman bir Dünyâ içine... Sırrında cümle 'Kâînât' ın cümle sebepleri... Bir resim var, şimdi önünde... Kimi büyük belki küçük kimi de... Sıyrıklar içinde, kanayan dizlerini seyredecek, belki bir seher yeli yâhût akşam güneşi kimi de... Ve akacak zaman... Hep ileri... Bak!.. Şimdi ekmek tutar elleri... Şimdi, gözleri başka gözlerde... Şimdi, ayakları tılsımlı vâdilerde... Köprü olur... Yaşamda başka , bambaşka sahnelere... Belki sevinç, belki hüzün olacak