@senkendinibul

...

Suyu dinlerdi bilge...


Yaprağın yağmurla dansını....


 Adanın karaya sevdalanışını...


 Dalganın kıyıya kendini 
bırakışını dinlerdi...



Denizin kumsalla vuslatını...


AY Işığı'nda kırpışan umutları...


Damarda kanın 
/dolanışını 
dinlerdi...


Ve

İzlerdi bilge toprağı..


Toprağın canla temâsını...


Taşların âhenkle yuvarlanışını...


Ayaklarında yerin, ihtizâzını 
/ izlerdi...



Ve dağılırdı çokları bulutlar...


Seherler misk- ü amber kokar,

dağlar birbiriyle bakışırdı...


Ve inlerdi geceler, rüzgârda...


  tozlar birbirine karışırdı ...


Yelin tozları süpürüşünü,

yakının uzağa düşüşünü,

gözlerin dalışını seyrederdi...



Ve 
Güneş' in, tendeki tavını...

buzun, ateşte tükenişini...

Ellerin semâya açılışını ...

Yıldızların  gözkırpışlarını...

Kuşların cıvıldayışlarını...

Ormanın kokusunu duyardı....


Hayretin yaşama bağlanışını...


Bir ceylânın kâlbini verişini
/duyardı...


Ve 
adanışın, tâze can kokusu

sarardı 'ÂŞK'ın okunu ...


 Gök gürlerdi havada...

Bulutlar ağlardı, bazıları...



Bir albatros kadar yalnız

ve
 vurgun kalırdı çokları...


Ve 
hasret gûrbete uzardı...


 Yollar, iz bırakırdı...


 Toprak yosun kokardı...


Yollarda mendiller ıslanır,


 tüterdi, dağların dorukları...


Havada kuşlar,yalnız 
ve de
 ıslak dolanırdı ...

Ve 
Işık,doğudan yükselir,

gün ,geceye kendini bırakırdı...


Ve
'YÂR YÜZÜ' nde
Gün ü gün akardı her gün...


Güneş uykuya dalar,

gece yakamozla oynardı...


Ay, gümüşten bir saraydı...


   Gelirdi, her bahar kırlangıçlar...


hatırlardı, her dal baharı...


Ve
 Kuzeyi gösterirdi 

 ağaçlarda yosunlar...


O

 mahsûn


 dağlar

sarardı, ağlayan

bulutları...

Yakın ederdi

usul usul

   ırakları...









...ÖZ...