@senkendinibul

...


#...Bir 
gül
yaprağı
   olabilmek!..#

.
.
.


Bir zamanlar, 
İran' da
bilgin ve şâîrler,
"SUSKUNLAR MECLİSİ" adlı
bir topluluk oluşturmuşlardı.

Üye sayısı 30 kişiydi ve bunu 
arttırmıyorlardı.Üyeliğin ilk şartı,
çok düşünmek,az yazmak ve çok az 
konuşmaktı.O zamanlar, meşhur 
şâîr ve bilgin MOLLA CÂMÎ, bu 
meclîsin üyeleri arasında olmak 
arzusu ve âşkındaydı.

Günün birinde 
SUSKUNLAR MECLİSİ'nin
 bir üyesinin vefât ettiğini duyunca,
onun yerine aday olmak için, bilginlerin
bulunduğu köşke geldi.Kendisini karşılayan
kapıcıya bir şey söylemeden,ismini bir
 kâğıda yazarak,o sırada toplantı hâlinde
bulunan meclise gönderdi.

Meclis üyeleri bu teklifi
görünce biraz üzüldüler.Molla CÂMÎ' yi
oraya lâyık bir bilgindi ama vefât eden 
üyenin yerine başka birini almışlardı.
Yeni bir üye için yer yoktu.

Meclis başkanı bir bardağı 
tamamen suyla doldurduktan sonra,
Molla CÂMÎ' ye gönderdi.Zekî bilgin 
durumu kavramıştı.Bir damla 
daha olsa bardak taşacaktı.

Bunun üzerine O da hemen 
oracıktaki bir gül dalından küçük bir 
yaprak koparıp,nâzikçe suyun üstüne
 bırakıverdi.Bardak taşmamıştı.Bunu içeri
gönderdi.Meclîstekiler bu kibâr cevâbın
 mânâsını anlamışlardı.Zarîf insanların 
yeri başkaydı.Üyeler bu değerli bilgini 
de aralarına almaya karar verdiler.

Başkan listeye Molla CÂMÎ' nin 
adını ekledi.OTUZ (30) sayısının önüne
bir sıfır koyarak, (300) yazdı.
Bununla Molla CÂMÎ sâyesinde, 
meclis değerinin 
on misli arttığını belirtiyordu.

Listenin son şekli
Molla CÂMÎ' ye gelince, 
meseleyi anladı.Ancak sayının 
büyük gösterilmesinden hoşlanmadı.
Sağdaki bir sıfırı silerek,
otuz sayısının soluna koydu.
Yâni (030) yazdı.

Alçak gönüllü Molla CÂMÎ,
böylece kendisini solda sıfır sayıyor,
bardağı taşırmadığı gibi, o meclisin 
yapısını da etkilemeyeceğini 
söylüyordu.

Diğer üyeler 
bunu görünce, saygı ve
 hayrânlıkları, bir kat daha artmış 
olarak, SUSKUNLAR MECLİSİ' nin 
yeni üyesini SELÂMLADILAR!..


...


...


GÜL
YAPRAĞI
SIRRI' na 
erenlerden,

Nefs' ini tezkiye 
edenlerden,

ebedî güzellikleri
YARADAN'DAN BİLİP
 topluma mâl edenlerden,

her an kendi değerini 
bilen ama tevâzû gösterenlerden,

her zaman kendini bil- en ve
yaptığı işlerde toplumu
 gözetenlerden,

ağırlık veren değil, 
yükü ve zorluğu 
kolaylaştıranlardan
ve
hafifletenlerden,

en önemlisi de
'haddini bile' erek
yaşayanlardan,

ve
 her yaptığı işte
HAKK' TAN aldığı
BİLİNÇ İLE 
 V(-ER-EN)- LERDEN ve
HAKK İÇİN - HALK İLE
'OL- ÂN' LARDAN

Ve
 'KURB' İYET
'SIRR' INA
VÂKIF
OL- ÂN-LARDAN

OL- M 
DÛÂSI
    ile...

*

Bu vesile
ile;

HEPİNİZİN
KURBAN
BAYRAMINI
KUTLAR,
HAYIRLARA
VESİLE
OLMASINI
TEMENNİ
   EDERİM...


...ÖZ...