kurban olmak spritüel ile ilgili görsel sonucu

@senkendinibul
.
.
.

  Yaşam...
Ve
  Ölüm...


YAN YANAYDILAR...


SONSUZ KERE...


AYNI DÖNGÜDE...


 YAŞAM VE ÖLÜM...


YÜRÜDÜLER


  YAN YANA...

O

KADÎM  YOLU


BİRLİKTE...
.
.
.

*


VE

Bir yay
aralığı kadar

YAKIN...

Bir bıçak kadar

 SOĞUK....

Bir patlama kadar

DELİCİ VE SICAKTI...

 KALBİNİN SESİ...

Barutun 
ve savaşın
o metâlik,
o donuk ve
kasvetli
havasına
alışkın,
ama bir o kadar
vâkûr ve gözüpek
KAHRAMANIYDI
KIT'ÂLARIN...

VE
denizleri aşan,
 bir amirâl
edâsıyla
 girdi avluya...

Önce 
suyunu içti...
  Sonra bakındı...
Usulca,
başını
   gezdirirken...


   YUKARI...

Daha da
  yukarı...


Ve
 birden yere 
   çömeldi...

Şimdi 
 ZAMAN..

Gözlerinde
 nemli,
paslı
ve
yırtık

bir yelkenliydi...

Lâkîn

bilir gibiydi
yine aşacağı 
suları...

Uzakta 
şanlı ve
mûkâddes
 bir yere
kavuşacak
 gibiydi belli ki...

Hâlbûki 
yerinden
bile 
kımıldamadan
nice engin
suları,
nice derin
deryâları
yarıyordu ufku
bakışları...
Hem de
hiç yorulmadan...
    

mavi
   dalgaları...

O
müşfik
 köpükleriyle
   içer gibi...


Niceden
bilir 
gibiydi
gideceği yolu...

İYİ İDİ
pusulası
belli ki
hem de çok
İYİ...


Öyle
 rahattı 
   İŞTE...

ince,

o
nârîn
   soluğuyla...

Ve
öyle
dingin ve sâkin
ve
tatlı
bir huzur
   hâkimdi...

Avluda...

Hâlihazırda...

Gözlerinde
adanışın
buruk yası da
kalmış değildi hani...


Selîm,
sessiz bir
teslîmîyet 
 içindeydi...

   Hemen ...

Oracıkta,
kutsal bir perde
belirdi âdetâ...

BİR
DOĞRU EL;

onu,
"TEKBÎR"
sesiyle kendine
getirdi...

ŞİMDİ,

 NİYETİ,
 GÖĞE
Ve
  YERE...

Ve
MEVLÂ' ya
YÂKÎN
OL- MAK
 İDİ...

iki göz yana,
boyun sağa
çevrildi...

Yukarı kalkan 
keskin mi
keskin çelik,
birden
apânsız
şâha kesildi...

Kör edici
ışıltı,kutsal bir
nidâyla âniden
aşağı indi...

Ve
buldu
gideceği yeri...


...O ân...

... Durdu ....
.
.
.

...Her şey...

   ...BOŞLUKTA...
.
.
.

SÂDECE 
ŞÂHÂDET
SARDI
   GÖĞÜ...
VE
 YERİ...

AL
BİR BAYRAK
MİSÂLİYDİ
  HER YAN...

 A-KAN...

TÂZE
   KAN...

VE

ETRAFA
YAYILAN

DEMİR
    KOKUSU...


ADANIŞIN
ÇELİKTEN
GÜÇLÜ,
TEMİZ,
MÛKÂDDES
BUĞUSU
SARMIŞTI
   HER YERİ...

ARTIK
KUTLU,
SIRLI BİR
SİPERDİ
TÜYLERİ 
ŞİMDİ...

O
POST...

  AL 
 RENKLİ
   'POST' A

   DÖNÜŞTÜ...


O
Bembeyaz
O
yumuşacık
O
pasparlak

O
NÂRÎN
   POST...

VE
hâlâ
 kımıl kımıldı...


HENÜZ
geçen
 SEDEFTEN
BİR
   BULUT misâli...

VE 
HEMEN
   YAĞAN...

Ve
AL KANA
BÜRÜNEN
O
ENGİN
    SULAR...


hâlâ
   sıcacıktı...

   Kâlbi...


Evet KALBİ

ATIYORDU
  Hâlâ...

LÂKÎN,

ISRARLA,
YAŞAMA
TUTUNMAMAYA
ÇEKİLMİŞTİ
   BESBELLİ...

Ayakları, 
bir kaç kez
debelendi...

VE 
SONRA
O kapkara
zeytin
gözler
yuvalarına

öylece

çekiliverdi...

İşte
öylece...

Canı önce

gözlerinden,

en son da
o küçücük
çamurlu
ayaklarından,


yavaş yavaş

ve

ağır ağır,

IRAĞI

YAKÎN

    EYLEDİ...



...ÖZ...






"NEFSİNİ BİLEN RÂBBİNİ BİLİR."
HZ.MÛHÂMMED(S.A.V)


***
*
..."BİLİNÇ" ; 'NE' yin içinde ise
ŞÂHİT oradadır!..


"KURB" ÂN-INIZ (YAKINLIK)
DÂÎM VE HER "ÂN" INIZ
BAYRAMINIZ
OL-SUN!..

...ÖZ...