@senkendinibul
...

İNSANLIĞIN KIYÂMI;
ancak 'MUTLAK BİR ŞUÛR'da
OL-MA durumu ve hareketi
 ile gerçekleşecektir...
*
Ve bunun için
yoldaki işâretlerin
 neler olduğunu
 bir bir okumak gerek...

her işaretse bizlere
bir bir selam verir
 her bir vakit ...
...
*
O hâlde ; şâhit OLmuş
 OL-AN ve bilinçle ,
AN içinde
 doğru bir tanıklık
içinde bulunanlardır
    gerçek imân sahipleri!..
*
 Şehâdet makâmına ermişler...
 'YOL'da edep ile yürümüşler...
RÂBBİNİ BİLMİŞ 
OL-ÂN lardır
KENDİNİ BİLENLER!..

*

Kendine hürmette bulunan , ancak
Yaradan ' ın yarattığı
her şeye bir ve birlik içinde bakar ve 
hakîkî sevgi ve şefkâtte bulunur...
Birlik ve bütünlük içinde
 olmanın yolu;
 'Koşulsuz Sevgi' den geçer...

Kâlbinde gerçek imân bulunan
 insanda da korkunun
 tesîri kalkmıştır...

En büyük mücâdelenin ,
 nefsin kendisiyle olduğu
 bu büyük savaş , 
 adâlet duygusu içinde , 
doğru ve dürüst 
davranmakla kazanılır...

Ve illâki  bu imân; kendini 
EMİN OL-unmakla gösterir...

Sabır ,tevâzû , farkındalık ,
 rasyonellik , objektiflik
 ve edeptir onun ayînesi...

Çıktığı yol ,
 'ben' değil , 'biz yolu' dur...

Meğer ki bu minvâl ve hâl üzre 
 her olaya; diyalektik bir gözlemle bakan
 ve buna göre her varlığı ve olayı 
 türlü açılarıyla değerlendiren insan ,
 kemâliyetin gereğini yerine
 getirmeye şimdi hazırdır...

Her sene 'Muhârrem' 
ayının 10. günü ÂŞURA günüdür...
Bu yıl da 9 eylül gününe
 denk düşmüştür...

Bu günün hadiselerinde 
yaşanmış ortak özellik; 
Yüce Yaradan ' ın bize tefekkûr 
ettirdiği , insanlığın yaşattığı her olayın 
içindeki üst bilinçle kavranabilecek 
gerçekleri bir daha düşündürmektir...

Zamânın izâfiliğinin izâhına
 mazhâr OLan arîf insanlar ,
 yaşanmış deneyimlerin üzerinden 
 mûhârrem ayı ile birlikte de 
bir şeylerin , yine farkına varırlar 
 ve elbette bir daha günü , anlamını 
ve önemini değerlendirirler...

Harâm ve yasakların , insanlığın 
kurtuluşundaki mânevî rolünü de...

Yapmamak zorunda olduğumuz 
ve yapmak durumunda bulunduğumuz , 
tüm hâl ve hareketleri bir daha 
gözden geçirirler...

Ve erdemleri bir daha hatırlarlar...

Sevginin , kardeşliğin ,
barış ve selâmetin , 
ancak adil olarak yaşandığında , 
dürüst ve doğru bir yaşam içinde 
olunduğunda kavuşulacak bir ömür 
ve 'Dünyâ sahnesi'ne mutlu bir 
yâşam olarak izdüşümünün
gerçekleşebileceğini idrâk ederler...

____o____

OLmuş olan tüm hâdiseler ,
Kurân-ı Kerîm ' deki bütüncül 
kıssalar ve hisselerindeki açıklık
 ve doyuruculuk neticesinde
 irdelenmelidir...

Her yaşanmış olay diğerinin 
oluşumuna zemin hazırlamıştır...

O halde ,
'İnsanlık' ışığın ve karanlığın
 hayat sahnesindeki rolünü bu çağda 
yeniden baştan aşağı gözden
 geçirmiş olmalıdır...

Tüm güzellikler de , 
tüm kötülükler de 
birbirini tetiklemiştir...

Doğrusunu ancak 
Yüce Yaratıcının bildiği 
mâlûm gerçekler , 
özünde hâlâ insanlık bilincinin
yükselmesi yönünde gereken derslerin
 alınmadığını göstermektedir...

Kâmil bilince ulaşmak , daha 
ne kadar zaman alacaktır...

Bunun için 
bedenin ve zihnin;
ruhun , gerçek hizmetine 
adanması ve sabırla ve ısrarla 
işlenmesi  gerekmektedir...

 Yapılan tüm ibâdetlerin
 ve paylaşmaların , 
büyük bir gerçeklik 
ve içsel bir disiplin ve 
tatmin ile yapılması , 
ân itibariyle bireyi ve 
toplumları selâmete 
götürebildiği gerçeğinin
 açıkça tekrarını da...

Varlık okuması; 
iyi ve kötü , 
savaş ve barış , 
ölüm ve yaşam 
kutupsallığından çıkmak
 zorunda olması neticesini de...

Zirâ; bu hayâl perdesinde
 biri oluştuğu ân diğerinin onun
 yerini almaya devâm 
edegeleceği hakikatini de...

Ve bu döngü tekrar tekrar
 yaşanaduracaktır...

*

Bu fasit döngüyü aşmanın
 tek yolu ise; 
bütünlüğü kavramak , 
holistik bir gerçeklikle 
olayların sanrısından
 çıkıp , zihin tuzaklarını aşıp , 
 varoluş plânında herşeyi
 yerine oturtmak ve herşeye 
nötr bir bilinç ile
 bakmak olmalıdır...

İyilikten sonra kötülüğün , 
barıştan sonra savaşın , 
güzellikten sonra çirkinliğin ,
aydınlıktan sonra karanlığın gelmesi , 
onları hep ayıran yine eksik
 bilincin ve zihnin tuzakları 
ve dahi sınavları olacaktır...

İbâdeti , sadece cennete girmek 
vesilesi sayan zihniyetlerin de
 bu döngüdeki payları ortadadır...

Negatif döngü ve prensipler , 
kutupsal bir bakışın persfektifi 
ile daha fazla güç ve yayılma 
 bulur ve ağlarını pek hızlıca örerler...

Bu döngüyü kırmanın yolu; 
hepsinin aşkınlığında gizlidir...

SIR BUDUR...

HERŞEYİN BİRBİRİNE 
HİZMET ETTİĞİNİ BİLİR İSENİZ 
BU DÖNGÜDEN ÇIKMIŞ VE 
RUHUNUZLA BÜTÜN OLARAK
 HAREKET ETMİS OLURSUNUZ!...

HÜSEYİN 'ler çok şükür ki
 günümüzde de iyi ki hep vardır 
ve olmaya devam etmelidir...



Ancak,
 Yezid 'ler de boş durmamaktadır...

Zenginin malı fakirin çenesini 
hâlâ yormaktadır...

Tüm yeryüzünde 
barış her zaman egemen 
olmalıdır , fakat ne yazıktır ki
 Dünyâ' nın mâlûm coğrafyalarında 
yaşanan savaşların ,
 türlü ego ve güç gösterilerinin 
ve para ve silah mafyasının elinde 
masûm insanları yıkıp ,
 yakıp kül ettiğini de 
göredurmaktayız...

Bunların olması elbet 
normal değildir...

Ancak,
 bizlere o kadar 
kanıksattırdılar ki
 bunları zihni aşmadan
 anlayamazsınız...

Ve elbette hiç bir şeyi 
yerine oturtamazsınız...

Sadece çok üzülür ve de
 korkmaya devam edersiniz...

Bu da sizin etkin bir insan
 olma bilincinizi örseler , 
edilgin ve zayıf bir 
versiyonunuz olmaya doğru 
ân be ân yol alırsınız...

*
Şimdi!..

Artık delirmemiş isek
 zâten sınırı geçmiş
 ve yâhut geçmeye yüz 
tutmuşuz demektir...

Tam da bu noktada 
yapılması zorunlu olan ,
'Kozmik Bilinç' ile kollektif 
amacın toplumsal farkındalık  
ve şûûr içinde yapılıyor olmasını sağlamak adına emek harcamak
ve dahi her bireyin üstüne düşen TEMİZ VE SAMÎMÎ NİYETİ,
sorumluluğu,azmi ve cesâreti göstermesi durumudur...

Eğer ki bu gözlemi ve
eylemi bilinç ile yapar isek 
cemâl ve celâl kutupsallığından 
kemâl mertebesine olağan bir
 bilinç sıçraması yapmış olacağız...

Bu da bizi özgür bireyler 
ve toplumlar hâline getirecek 
ve dahi öyle yaşatacaktır...

Etkinin , yetkin ve 
olgun bir tepki ile karşılık 
bulması ile NİHÂÎ bir 
kararlılıkla yapılacak ve 
___'SÜREKLİ VÂR-OL-ÂNA___ 
____İLÂHÎ BİLİNÇ'e____
vurgu ve atıfta bulunacak olan
 TANIKLILIK ŞÛÛRU VE 
HÂKİMİYETİ,
Dünya'nın deneyimlediği 
bir toplumsal tepki 
 henüz olamamıştır...

Ancak olur ise , 
insanlık bambaşka
 bir projeksiyonla yeni bir
 'Varoluş Düzeni' ne 
geçiş yapabilecektir....

Yok , bu oyunları henüz 
kavramış ve de anlamış değil 
isek , daha çok Yezid' in zûlmü , 
Hüseyin' lerin ocağını
 söndüreduracaktır...

Güç oyunlarına ve
 paranın sahte ilüzyonuna , 
kurbân giden daha çok ömürler ve 
telef edilmiş insanlar olmaya 
devam edilecektir...

*
İbâdetler yalnızca , 
Yüce Yaradan' a , temiz niyetlerle
 ve de zihnini arındırmış
 yetkin bir bilinçle yapıldığı taktirde
 yerini bulacaktır...
Diğer türlüsü sadece bir aldanış 
ve yerinde saymadır...

*


HAYAT;
BÜTÜNDÜR VE BİRDİR...

KURTULUŞ ;
 BUNU KABUL ETMEKTİR!..

ONURLU BİR İNSAN 
OLMANIN DURUŞUNDA ,
ASLA BİR VARLIĞIN 
HAK VE HUKÛNA ,
 GÖZ DİKME VE
 SUİSTİMÂL YOKTUR!..

ACILARIN , HAKSIZLIĞIN
 VE ZULMÜN ÜSTESİNDEN 
GELMENİN TEK YOLU; 
HER ŞEYİN GEÇİCİ OLDUĞUNU,
BİLEREK BU İSTASYONDA
 NE KADAR DAHA VAKTİMİZ
 VAR İSE OLGUN VE YETKİN ,
 ONURLU BİR VARLIK OLMAYA 
KORKUSUZCA ÇALIŞARAK ,
YERYÜZÜNÜ YAŞANABİLECEK
 BİR YER HÂLİNE GETİRMENİN
 GÜVENİNİ , ERDEMİNİ , 
İRÂDESİNİ VE PAYLAŞIMINI
 GÖSTERMEKTİR!..

*
DENGELİ , İRÂDELİ , IŞIĞIN
 GÜCÜ İLE HAREKET EDECEĞİNİZ 
SORUMLULUKTA VE PAYLAŞIMDA 
YAŞAYACAĞINIZ NİCE  BEREKETLİ 
VE HUZURLU VE DAHİ NİCE 
YENİ BAŞLANGIÇLARIN OLDUĞU , 
SEVGİ VE ŞEFKATİN REHBERLİĞİNDE 
ULAŞACAĞINIZ HUZURLU
 YILLAR VE İBÂDETLERİNİZİN ,
 YERİNİ BULACAĞI , TEMİZLİĞİ VE 
TESLİMİYETİ DUYUMSAYACAĞINIZ 
VE GEREKENİ YAPACAĞINIZ
 BİR ÖMÜR VE VÂROLUŞ
 ÇABASI DİLİYORUM!..
HER BİRİMİZE!..
  KOLAY GELSİN!...

...ÖZ...



"Yarın kıyâmetin 
 kopacağını bilseniz bile, 
bugün elinizdeki
fidanı dikin."

HZ.MÛHÂMMED (S.A.V)